Sıcak Bedenler Kitap Yorumu

Selam Millet! Bayramınızın ilk günü nasıldı? Benim ki gayet güzeldi,her şey yerli yerindeydi ve bol bol kavurma yedik ehehe :) 
Her neyse, instagramda #bayramtbr diye bir tag oluşturulmuş,bende Sıcak Bedenler kitabını bu tbr'ıma ekledim. Zaten bayramdan iki gün önce başlamıştım,ve bayram sabahı bitirdim!
(artık bloguma resimde ekleyeceğim)


"Öldürülen çocuk için birkaç saniyeliğine sessiz kalıyoruz;huzursuzca ve ardından ders devam ediyor,birkaç ebeveyn bakışıyorlar. Belki ne düşünmeleri gerektiğini anlamaya çalışıyorlar,bütün bunların anlamını merak ediyorlar,hayatın böyle tepetaklak olmasını. Ya da bunları düşünen sadece benim."


Şimdi,söylemem gerekir ki,bu kitabı filminden sonra okudum. Filmini,okulda denk geldiğinde izlemiştik ve arkadaşlarım da ben  de çok beğenmiştim. Yedinci sınıfa gidiyordum, o zaman bu kadar derin mi anladım bilemem ama  sadece bir zombinin insana dönüşme hikayesinden ibaret değil.  
R karakterimizin Julie'ye ve insana dönüşmeye,gerçek bir insana dönüşmeye olan tutkusu sizin,benim ve dünyadaki tüm insanların hayata tutunmasını temsil ediyor. Biz nasıl başımıza gelen tüm hatalardan, tüm kötülüklerden ve berbat şeylerden sonra hayata tutunabiliyorsak-ve bazıları tutunamayıp ölüyorsa- bu kitap tam da bunu anlatıyor. Yani söylemek istediğim,sadece zombiler insana dönüşmüyor,İnsan adı altındaki varlıklar da, gerçek insan olmaya adım atıyorlar. 
Julie karakteri,hayattan bezmiş,duvarların ardında olup,dışarı çıkamamaktan şikayetçi,babasından şikayetçi,ona bu kadar sinirli olmasından şikayetçi bir karakter. 
R'ı (ki adını bilmiyoruz) ilk gördüğü anda sevmese de, zamanla R'ın ona olan aşkıyla,o da R'a karşı bir şeyler hissetmeye başlıyor. 
Kitabı, R'ın ağzından dinliyor/okuyoruz. R bize ne diyorsa, onu kabullenmeye,ona alışmaya çalışıyoruz.



"Bütün dünya ölüm ve dehşet üstüne kurulduğunda,varoluş daimi bir panik olduğunda,belirli bir şeyden kaygılanmak güçtür. Belirgin korkular önemsizleşir."


Kitapta en sevdiğim bölümler,günümüzdeki sorunlara oldukça genel ve dobra bir şekilde eleştiri veren bölümlerdi-ki kitapta binlerce böyle kısım var- Isaac Marion'un dünya görüşünü olduğunca fazla bir şekilde R'ın ağzından anlıyorsunuz. Şöyle ki bir insanı yazılarından tanımak mümkündür,nasıl bir kitap olduğu,yazarın nasıl biri olduğunu bize ele verir. 
Kitabı fantastik sever herkese tavsiye etsem de eklemem gereken bir kaç şey var. Kitapta diyaloglar yeterince fazla olsa da, kişisel görüş belirtilen kısımlarda oldukça fazla ve bunun bazı insanları fazlaca sıktığını biliyorum. Ben bu kişisel görüş belirtilen,söylev tarzı kitapları sevsem de bazı insanlar sevmiyor, o yüzden söylemeden geçemeyeceğim. 
Kitap boyunca başka bir favoriniz olur mu bilmem ama benim favorim R oldu. R, cesur ama bir o kadar da ürkek bir karakter. Eski hayatından tek hatırladığı şey,adının R harfiyle başladığı. Başka hiçbir şey hatırlamıyor. Plaklara tutkun,özellikle kulaklıkla dinlemeyi saçma buluyor. Frank Sinetra hayranı ve kitap boyunca Julie'yle şarkılarını söylüyorlar.



"o bön bakışlı güvercinler,çığlıklar atan martılar,onların boklarını yiyen bir sürü sinek,kınkanatlı... uçabilme yeteneği dünyanın en değersiz yaratıklarına bahşedilmiş."

Bir diğer karakterimiz M. Yani Marcus. Marcus da bir zombi,hayatını,eski hayatını biraz da olsun hatırlayan sadece o var. En uzun cümleleri o kuruyor,en çok o düşünüyor. Marcus,Julie'yi ilk gördüğünde atağa geçse de-onu yemek için-daha sonra R'ın ona aşık olduğunu bir şekilde anlıyor,ve Julie'yi korumaya başlıyor. 
Perry isimli bir karakterimiz daha var. Perry Julie'nin sevgilisi ve R, onu yok ediyor. Sevgilisi olduğundan beynini yiyene kadar haberi olmuyor ama yediğinde bunu yaptığına pişman oluyor. Çünkü Julie'yi çok üzdüğünü biliyor. 
Kitapta Kemikliler adıyla geçen zombiler,diğer zombileri yok eden,yabani zombiler. Çok hızlı hareket ediyorlar,diğerleri gibi açlık duyguları yok ve yüzleri yok. Adları gibi iskeletten oluşuyorlar sadece. Etliler, Marcus ve R gibi yaşayan ölülere verilen isim. 
Julie'nin yakın arkadaşı Nora,R'ın kurtulmasında önemli etken. Onu eve alan ve makyaj yapan kişi o çünkü. Nora Julie'ye göre biraz daha canlı ve hareketli; Her daim eğlenmenin peşinde. 


" Hem hemşire olmanın nesi kötü ki? Hemşireler seksidir."

Julie'nin babası Bay Grigio her ne kadar iyi bir karakter olsa da, kitapta R'a yapmadığını bırakmıyor. Onun zombi olduğun u ilk anda anlıyor ve onu öldürmek için girişiyor. Fakat sonucu kötü oluyor. R'ı öldürmeye çalışmasıyla birlikte Kemiklilerin onları bulması bir oluyor. Fakat daha fazlasını anlatırsam gizemini kaçıracağım için yorumuma devam ediyorum. 
Kitaptaki bir diğer mesaj, "eğer saymazsak,sevmezsek,sonumuz bundan daha kötü olacak." mesajı. Onlar hayatlarını sevgiyle düzelttiler,biz de hayatımızı sevgiyle düzeltebiliriz ancak,demek istemiş,o mesajı vermek istemiş Isaac Marion. 


"Sen...Hayattasın...Senin uğruna...yaşama-ya...değer."

Yazarın dili o kadar akıcıydı ki,ilk yüz sayfayı bir oturuşta okuyorsunuz. Nerede kaldım,bu bölümden sonra kapatayım dediğiniz bir kitap olmuyor. İşiniz çıkmadığı sürece oturup bitirebileceğiniz bir kitap.Ancak ben kitabı üç güne bölerek okudum,çünkü kitabı öyle kuru kuru okumak yerine,sindire sindire okumayı tercih ettim,hem böylece kitabın verdiği ne varsa almış oluyorsunuz,hem de kitabı unutmuyorsunuz. 
Girişi,şu ana kadar okuduğum en iyi girişlerden birine sahip,sizi hemen içine çekiyor,dünyasına alıyor.Aşkları o kadar saf,çıkarsız ve temizdi ki,bazen keşke R olabilseydim diyorsunuz. Hiçbir çıkar gözetilmeyen aşkta,size hiçbir çıkar gözetmeden mutluluk getirir. 
"Bilmem ki...güzel bir tarafı yok mu sence?Yani dünyamız cesede dönüşse de,yaşamayı ve çoğalmayı sürdürmemizin?Kaçımız ölürsek ölelim,ısrarla geri gelmemizin?"

Öpüştükleri anda,R dönüştüğünde o kadar mutlu oldum ki. Ama düşündüm ki,acaba daha önce öpüşseler,dönüşür müydü? Fakat sonra cevap veriyorum kendime,hayır. Çünkü o zaman ne Julie ne de R buna hazır değildi. R ve Julie için en önemli zamanda R dönüştü ve bu çok güzel bir andı. 
Kitapta tek sevmediğim nokta kitabın kapağı,yani ismiyle uyumlu olsun erotik bir kapak yapmışlar ve metroda,otobüste okuduğunuzda insanlar size grinin elli tonu okuyormuşsunuz gibi bakması işten bile değildi.

"Her halükarda varoluşumun düz kalp atış çizgisinin bozulduğunu,kalp atışları tepelerinin ve vadilerinin oluştuğunu hissediyorum."

Filmi de en az kitabı kadar iyi,karakterler için en iyi oyuncular seçilmiş.Canlandırmalar,zombi yürümeleri vs. Hem önerdiğim bir kitap,hem de önerdiğim bir film. Nicholas Hoult zaten çok aşırı sevdiğim bir aktör,ve R'ı oynamasıyla gönlüme taht kurdu. 
Her neyse. Neredeyse hiçbir önemli sahne atlanmamıştı ve saçma sapan,gereksiz eklemeler yoktu. jonathan Levine,kitabı çok iyi işlemeyi başarmış. Filmin IMDB puanı 6.9/10, Kitabın goodreads puanı 3.95 /5 . Filmin uyumsuz kadar iyi bir çekimi yok,ya da Açlık Oyunları kadar iyi bir efektleri yok ama kitabı okurken hissettiğinizde bu. Efektsiz,gri,soluk bir hava. Film de size aynısını veriyor. Tüm bu boşlukta,içinde bulunduğunuz tüm bu boşlukta,dopdolu hissetmek. 
Şimdilik bu kadar,daha sonra görüşmek üzere,iyi bayramlar!







SOSYAL MEDYA DA KİTAPKURDUBİRFANGİRL :
Instagram: Kitapkurdubirfangirl/helin.uzum
Goodreads:helinkreads
Wattpad: Lovinlerman
Weheartit : LoganWadesDarlin






Yorumlar

Popüler Yayınlar