Kağıttan Kentler Kitap Yorumu

Selam Millet!
Bu yazımda sizlere bu hafta okuduğum bir kitaptan bahsedeceğim.
ADI: Kağıttan Kentler
YAZARI: John Green
YAYIN TARİHİ:2008
SAYFA SAYISI: 313
YAYIN EVİ: Pegasus

TÜRÜ: Romantik,genç kurgu




Şimdi,genel olarak John Green'in kitaplarında kullandığı o basit,ama dokunaklı dili bu kitapta da var. Yani cümlelerin üstüne biraz olsun düşünseniz,sizi başka yerlere götüren düşünceler. Ama şöyle ki,John Green'in kitabını önce İngilizce okuyup sonrasında Türkçe okumak işkenceye dönüşüyor çünkü çevirileri tam anlamıyla saçmalık oluyor. 
Yani,kitaptaki kelime oyunları yok oluyor,espriler saçmalıyor. Tamam çeviri doğru filan ama Türk diliyle ve Türk yapısıyla pek uyuşan bir kitap değil.
Her neyse,kitap genel olarak Quentin Jacobsen adlı ana karakterimizin, Margo'yu bulma çabasını anlatıyor. 
Margo Roth Spiegelman, Quentin'in onu ilk gördüğünden beri aşık olduğu kızımız. Beraber bir maceraya çıkıyorlar ve ardından,ertesi gün Margo kayboluyor. 
Margo,bizim bildiğimiz Margo,uçuk kaçık,şımarık ve kendini beğenmiş  bir tip. Ama asıl Margo aslında bu bizim bildiğimiz Margo'dan çok daha farklı. 
Margo,ailesi tarafından pek sevilmeyen,içine kapanık bir kız. Quentin Jacobsen'ı sevse de aynı zamanda korkuyor ve kaçıp gidiyor.
Kitapta yazarın dili oldukça sürükleyici diyemem ama kafa dağıtmak için birebir. Filme de uyarlandı zaten. Edebi bir önemi yok gibi görünse de aslında anlatmaya çalıştığı çok fazla şey var. Tamam bir gençlik kitabının verebileceğinden çok daha fazlası değil ama yine de bazı gençlik kitaplarından daha iyi olduğunu söyleyebilirim. 






Ben genelde distopya,fantastik okurum. Ara sıra da bu tarz şeyler okumak istediğimde de John Green okurum  çünkü içlerinde en başarılı bulduğum yazar John. Tamam,çok abartılan bir yazar ama ne olmuş? Aynı Yıldızın Altında'yı ilk çıkığında okumuştum ve hani; "Tamam,bitti,oldu yani. Güzeldi." demiştim. Sonra filmi çıktı ve herkes bir anda her yer de "GUS,GUS,GUS!" diye dolaşır oldu. İşte bu yüzden John Green çok yanlış anlaşılan bir yazar. Sırf o aptal hayranlar yüzünden hatta "nefret edilen" bir yazar. Ama ben seviyorum,hatta en sevdiğim kitabı İlk Aşk,kimse sevmese de ben bayılıyorum ve diğer insanların fikri zerre kadar umrumda değil. En azından John'a ya da başka bir yazara veya kitaba hakaret etmedikleri sürece.


Şimdi,kitap hakkındaki yorumuma geri dönecek olursak;Kurgu yine saçma bir şekilde asıl verilmesi gerekene göre çok çok ayrı dünyadaydı ama böyle işte. John Green'in hele o aralara sıkıştırdığı tatlı dipnotlar,ufak demeçler ve fikirler beni çok gülümsetti. Yani eğer böyle kafa dağıtıp rahatlamak için bir kitap arıyorsanız önereceğim bir kitap. Beklentinizi fazla yüksek tutmazsanız çok fazla beğeneceğinizi düşünüyorum. 



Bir sonraki yazım, favori serilerim/kitaplarım/üçlemelerim olacak. Takipte kalın,görüşmek üzere :)





Yorumlar

Popüler Yayınlar